Adet migreni, adet döneminde baş bölgesinde şiddetli ağrı hissi ile ortaya çıkan ve ışık ile sesten rahatsız olmayı da kapsayan bir rahatsızlıktır. Bu migren türü, adet migreni, mens migreni ve hormonal migren gibi çeşitli isimlerle anılmaktadır.

Migren rahatsızlığı, sıklıkla kadınlarda, özellikle genç yaşlarda veya orta yaşlarda görülmektedir. Kadınlarda migren ataklarının çoğu adet döneminde gerçekleştiği için bu durum birçok kişinin ilgisini çekmektedir. Bazı kadınlar yalnızca adet dönemlerinde migren atakları yaşarken, bazıları adet dışında da migren sorunu yaşamaktadır. Ancak, sadece adet döneminde migren atakları yaşayan kadınların ataklarının yoğunluğu, normal ataklara göre daha fazla olabilir. Migren ilaçlarının etkisi de adet döneminde azalabilir. Adet döneminde migren atakları kanama başlamadan önce, kanama sırasında ve kanama bittikten sonra da görülebilir. Yani sadece adetli iken görülecek diye bir şey söylenemez.

Adet migreni olup olmadığını anlamak için baş ağrısı ile birlikte seyreden diğer belirtiler dikkate alınmalıdır. Baş ağrısı ile birlikte ses ve özellikle ışıktan rahatsız olunuyorsa ve karanlık bir ortamda başı dinleme gereksinimi duyuluyorsa, bu kesinlikle migrendir. Çünkü migrenin en önemli belirtisi, ışık ve sesten aşırı derecede rahatsız olmaktır.

Adet dönemlerinde hormonlar farklılık gösterebilir. Ayın orta döneminde yumurtlama olayı gerçekleşir, gebelik durumu yaşanmazsa progesteron hormonu artış gösterir. Bu hormon, iki haftalık bir süre için hızlı bir artış gösterir ve ardından tekrar düşüşe geçer. Progesteronun düşüş göstermesinin ardından yaklaşık 48 saat içinde kanama meydana gelir. Bu süre zarfında östrojen hormonu oldukça düşük seviyelere inmektedir.

Adet döneminde hormonlarda oluşan değişimlerin migren ağrısının artmasına sebep olduğu düşünülmektedir. Ancak bu bilgi doğru değildir. Hormonlardaki büyük ölçekli değişimler, kadının organizmasını etkileyerek migren ağrısına neden olabilir. Bu durumu, açlık hissi, uyku sıkıntısı, mayalı içecekler tüketirken migren ağrısı oluşması gibi durumlara benzetebiliriz. Migrene çözüm bulmak için hormonal dengesizlikler giderilmeye çalışılmalıdır. Bu rahatsızlığın tedavi şekli olarak nöral terapi tercih edilmelidir.

Çocuklarda ergenlik dönemine ulaşmadan migren rahatsızlığı görülme oranı aynıdır. Ancak mens döneminin ardından dengeler değişerek, kadınlarda migren görülme oranı artmaktadır. Adet döneminde başta ağrısı olan veya artan bireylerle artış göstermeyen bireyler arasında hormonal bakımdan fark bulunmamaktadır. Fakat tek farklılık, kadının sinirsel yapısının hormonal gelgitlere verdiği tepki ile ilgilidir.

Regl döneminin 2 gün öncesi ve ilk 3 gününde hissedilen baş ağrısı türü 'saf regl migreni' olarak adlandırılır. Kadınların regl döneminde migren geçirme oranı yüksektir. Kadınların neredeyse yarısı mens dönemlerinde migren belirtilerine yatkın hale gelmektedir. Ancak, sadece %10 kadında saf regl migreni oluşur.

Kadınların büyük bir bölümü hamilelik döneminde migren belirtilerinin kesildiğini belirtmektedir. Bunun sebebi, hamilelik döneminde östrojen hormonunun mens zamanındaki gibi gelgitler göstermemesi ve sürekli olarak yüksek seviyelerde olmasıdır.

Mens döneminde oluşan migren belirtileri, diğer migren belirtileri ile karşılaştırıldığında daha ağır, uzun süren ve tekrar edici belirtiler nedeniyle tedavi edilmeleri daha zordur.

Regl döneminde hasta baş ağrılarının günlüğünü tutması tedavinin gidişatı için önem taşımaktadır. Yani regl gününün kaçıncı günü başta ağrı hissi oluştuğu, bu ağrı ve diğer belirtilerin kaç gün sürdüğü, hangi ilaçlar sayesinde biraz hafifleme eğilimi gösterdiği saptanarak ve en az üç hafta bu tekrarlanarak tedavi uygulaması belirlenmiş olacaktır.

Önerilen ilaçlar ağrı başlar başlamaz hemen alınmalıdır.

Not: Çikolata tüketimi, salam ve sosis gibi et ürünlerinin tüketilmesi, kırmızı şarap içilmesi ve beyaz peynir tüketimi migreni daha fazla artırmaktadır.