Gebelikte kanama, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir ve genellikle beklenmeyen bir gelişmedir. Bu durumla karşılaşıldığında, anne adayının hemen doktorunu bilgilendirmesi önemlidir. Gebelik sırasında kanamalar, her zaman ciddi bir risk taşımayabilir; ancak en doğru yaklaşım, kanamanın sebebinin doktor tarafından teşhis edilip, gecikmeden tedbir alınmasıdır.

Yerleşme kanaması, döllenmiş yumurtanın rahmin içine yerleşmesi sırasında meydana gelir. Kanama hafif ve lekelenme tarzında olur. Süresi genellikle 2-3 günü geçmez ve nadiren bundan uzun sürebilir. Kanın rengi adet kanamasından farklı olarak kahverengi ya da açık pembe renkte olur. Bu tür kanamalar gebelikte normal kabul edilir ve genellikle herhangi bir sorun teşkil etmez.

İlerleme kanaması, gebelikte en fazla görülen ve genellikle risk taşımayan kanamalardır. Bu tür kanamalar, erken gebelik belirtisi olarak ortaya çıkar. Kadın gebe kaldığında, vücudundaki normal hormonlar gebelik hormonları tarafından maskelenir. Bazı kadınlarda ilerleyen dönemde adet döngüsünü başlatan hormonlar, adet kanaması başlatabilir. Erken gebelik döneminde ağrısız kanama meydana gelirse, bunun adet döngüsünden kaynaklandığı düşünülebilir.

Gebelikte sürekli kanama yaşayan kadınlarda düşük yapma olasılığı daha yüksektir. Araştırmalar, sıkça kanama sorunu yaşayan kadınların %50 oranında düşük yapma riski taşıdığını göstermiştir. Bu tür kanamalar, ilerleme kanamasından farklıdır ve ağır bir tablo ile krampların eşlik ettiği bir kanama meydana gelir. Ayrıca ateş, kan pıhtısı, titreme ve ağrı gibi belirtiler de görülebilir. Erken gebelik sürecinde bu tür kanama yaşayan kadınların gecikmeden doktorlarına başvurmaları önemlidir.

Gebelikte rahim ağzında kan akımı artar ve bu durum tahrişlere neden olarak kanamaları tetikleyebilir. Gebelikte cinsel ilişki bile tahrişe neden olabilir. Bu tür bir kanama yaşayan kadınlar mutlaka doktorlarına bilgi vermelidir. Ayrıca, cinsel yolla bulaşan hastalıklar da gebelikte kanamaya yol açabilir.

Dış gebelik kanamaları, kadının yaşamsal risk altına girmesine yol açabilir. Döllenen yumurtanın rahme yerleşmek yerine genellikle tüplere yerleşmesiyle oluşan dış gebelik kanamaları, şiddetli kramplar, karın ağrısı ve baş dönmesi gibi belirtilerle birlikte görülür.

Gebelikte 20. haftadan itibaren oluşan kanamalar, geç dönem kanamaları olarak adlandırılır ve ciddi sebeplerden kaynaklanabilir. 26. haftadan sonra olan kanamalar, bebek için de risk taşır. Bu yüzden, bu tür kanamalarda anne ve bebek açısından kapsamlı bir değerlendirme yapılması gereklidir. Bu dönemdeki kanamalarda anne adayı hastanede takip altına alınmalıdır ve tüm riskler değerlendirilmelidir.

Gebelikte plasentanın önde gelmesi (plasenta previa) durumunda lekelenme tarzında kanama oluşabilir. Bu kanamalar bazen şiddetli olabilir. Ultrason tetkiki ile bu durum kolayca tespit edilebilir. Kadının ne kadar kan kaybettiği mutlaka değerlendirilmelidir. Anne adayı hastanede gözlem altına alınmalı ve doğum için kaybedilen kan miktarına bakılmalıdır. Ayrıca, gebeliğin evresi de göz önünde bulundurulmalıdır. Plasentanın erken ayrılması durumunda, yani bebek daha doğmadan plasentanın ayrılması, gizli kanamaya neden olabilir. Bu durumda rahim ağrısı, sertlik ve kasılmalara yol açabilir ve acilen müdahale gerektirir.

Mol gebelik kanaması, erken gebelik döneminde meydana gelebilir ve nadir görülen sebepler arasındadır. Hücreler, sağlıklı plasenta oluşturacağına, üzüm salkımına benzer dokular meydana getirir. Bu durum mol gebelik olarak tanımlanır.

20. haftadan 37. haftaya kadar doğum eyleminin gerçekleşme eğilimi olduğu durumlarda, kasılmalarla birlikte mukozlu kanlı bir akıntı olabilir. Gebelikte bu duruma dikkat edilmelidir çünkü erken doğumun bir belirtisi olabilir. Bu tür kanamalarda hemen doktora bilgi verilmelidir.

Bazı durumlarda, gebelikle alakası olmayan kanamalar da olabilir. Rahim ağzı yarası, polipler, vajina kitleleri gibi etkenler gebelikte kanama yapabilir. Bazen idrar yolları sorunları da kanamaya neden olabilir. Bu gibi durumlarda, kanamanın nedeninin tespiti için doktora başvurulmalıdır.