Doğum yapan çoğu kadın, ilk adet kanamasını doğumu takip eden üçüncü ay içinde yaşar. Doğumdan sonraki birinci ve ikinci ayda, halk arasında "kırk sonu" olarak adlandırılan, adet kanamasına benzeyen, ancak adet kanaması ile ilgisi olmayan bir kanama yaşanır. Bu kanama, adet kanamasının başladığı anlamına gelmez. Anne, bebeğini düzenli aralıklarla emziriyorsa, ilk altı ay adet kanamasının düzenli olması ya da tekrar başlaması beklenen bir durum değildir. Bu nedenle, doğum sonrası adet görmeyen anneler endişeye kapılmamalıdır. Doğum sonrası adet kanamaları belli bir süre sonra tekrar normale dönecektir. Bebek emziren annelerin büyük bir kısmı, bir yıl boyunca hiç adet görmeyebilir. Kimi zaman bu süreç daha uzun, kimi zaman daha kısa olabilir. Bazı annelerde ise bebek emzirilse de adet kanamaları hiç aksamadan düzenli olarak devam edebilir. Bu durum annenin vücudu ile yakından ilgilidir.

Doğum sonrası adet görmemek ya da bebek emzirmek, anneyi yeni bir gebelikten korumaz. Bu nedenle, doğum sonrasında adet görülmese bile düzenli olarak korunma yöntemlerine devam edilmelidir. Anne, gündüz ve gece düzenli olarak bebeğini emziriyorsa, doğumdan üç ay sonra gebelikten korunma yöntemlerini uygulamaya başlamalıdır. Anne, bebeğini düzenli bir şekilde emziremiyorsa, doğum yaptıktan en fazla bir ay sonra korunmaya başlamalıdır.

Doğum sonrası gelen 40 gün, lohusalık dönemi olarak tabir edilmektedir. Bu süreç tamamlandığında, düzenli olarak adet görmemek, adet düzensizliği olarak adlandırılır. Annenin yapısal durumu, bebeği emzirmek ve emzirme aralığı, doğum sonrası adet düzensizliğine yol açan faktörler arasında yer alır.

Doğum sonrası lohusalık dönemi geçtikten sonra, her kadının doktor kontrolüne gitmesi gerekir. Jinekolojik muayenenin ardından, Pap smear testi yapılarak doktora korunma yöntemleri için danışılmalıdır.

Doğum yaptıktan sonra adet kanaması, birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Kişi, doğumdan sonra gelen kanama ile adet kanamasını birbirinden ayırmalıdır. Doğum sonrası lohusalık döneminde yaşanan kanama, loşi olarak tanımlanır. Loşi, normal adet kanamasından renk ve miktar olarak daha farklıdır. Başlangıçta kırmızı, daha sonra pembe ve son olarak kahverengi bir renkte olur. Loşi kesildikten sonra bebek emzirme devam ediyorsa, adet kanaması geç görülebilir. Bu durum, emzirme nedeniyle salgılanan hormonlar ile ilgilidir.

Doğum sonrası adet, normal şartlarda 8-16. haftalarda gerçekleşir. Fakat kişiden kişiye süreç değişebilir. Emzirme sürdüğü sürece bu zaman zarfı uzayabilir ve düzenli adet kanaması olmayabilir. Doğum sonrası adet düzenini etkileyen faktörler; emzirme sıklığı, emzirme süresi ve bebeğin yalnızca anne sütü ile beslenmesi olarak sıralanabilir.

Doğum sonrası emziren anneler, adet kanamasını daha geç yaşayabilir. Buna sebep olan faktör, emzirme anında göğüs uçlarının uyarılması ve süt hormonu olarak adlandırılan prolaktin hormonunda yaşanan artıştır. Bu süreç, folikül gelişimine yardımcı olan hormonların üretimini engeller. Düzenli emziren annelerde foliküller dinlenme sürecine geçer. Bu süreçte annenin tekrar hamile kalma ihtimali zayıf olsa da yine korunmasız cinsel ilişkiye girilmemelidir. Anne, bebeğini gün içinde en az beş defa 10'ar dakika süre ile emzirdiğinde, yumurtlama bastırılarak adet kanaması gerçekleşmiyor olabilir.

Özetlemek gerekirse, doğum sonrası adet kanaması ve düzeni, birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Lohusalık dönemi ve emzirme süreci, bu durumu etkileyen başlıca etmenlerdir. Anneler, doğum sonrası adet görmediklerinde endişeye kapılmamalı, ancak düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemelidir.