Adet kanaması, kadınların üreme sisteminde her ay gerçekleşen doğal bir süreçtir. Bu süreçte, rahim iç duvarı (endometrium) her ay olası bir gebelik için hazırlanır. Gebelik gerçekleşmediğinde, bu duvar kan ve doku parçaları ile birlikte vücuttan atılır. Bu duruma adet döngüsü veya menstruasyon denir. Her sağlıklı kadın, ergenlikten menopoza kadar bu döngüyü yaşar.

Adet döngüsü, genellikle 28 gün sürer, ancak bu süre bireyden bireye değişebilir. Bazı kadınlar 21 günde bir adet görürken, bazıları ise 35 gün aralıklarla adet görebilir. Adet döngüsü, hormonların kontrolünde olup, hipofiz bezleri tarafından salgılanan hormonlar bu süreci düzenler. Bu hormonlar, rahim duvarının kalınlaşmasını ve ardından dökülmesini sağlar.

Adet döngüsü temel olarak dört aşamadan oluşur:

Adet döngüsü, kadınların üreme sağlığı için kritik bir öneme sahiptir. Her ay rahim duvarının yenilenmesi, olası bir gebelik için ideal bir ortam sağlar. Adet döngüsünün düzenli olması, kadın sağlığının önemli bir göstergesidir. Ayrıca, adet döngüsündeki düzensizlikler, hormonal dengesizlikler veya diğer sağlık sorunlarının işareti olabilir.

Adet döngüsü sırasında kadınlar, fiziksel ve duygusal değişiklikler yaşayabilirler. Bu değişiklikler arasında karın ağrısı, bel ve bacaklarda ağrı, baş ağrısı, sinirlilik ve duygusal dalgalanmalar bulunur. Bu belirtiler, adet öncesi sendromu (PMS) olarak bilinir.

Adet döngüsünde 30 güne kadar olan gecikmeler normal kabul edilirken, 30 günü aşan gecikmeler anormal olarak değerlendirilir ve bir sağlık uzmanına danışılması önerilir. Hormonal dengesizlikler, stres, aşırı egzersiz veya kilo değişiklikleri gibi faktörler adet döngüsünü etkileyebilir.

Sonuç olarak, adet döngüsü kadın sağlığının önemli bir parçasıdır ve düzenli olarak takip edilmelidir. Adet döngüsünde yaşanan değişiklikler, kadınların üreme sağlığı hakkında önemli bilgiler sunar ve gerektiğinde tıbbi müdahale gerektirebilir.